|
|
ehlibeyt.com internet sitesinde yer alan tüm içerikler 'ehlibeyt.com' kaynak gösterilerek kullanılabilir.
|
|
|
HZ. FÂTIMÂ HER TÜRLÜ PİSLİKTEN KORUNMUŞTUR 1- İmam Muhammed Bâkır (a.s.) babalarından şöyle nakletmiştir:
"Resulüllah (s.a.v.)'in kızı Fâtımâ (a.s.)'ın 'tahire' lakabıyla ad-
landırılması, her denes ve refesden (kir, leke ve çirkin şeylerden)
tertemiz olduğu içindir."111
2-İmam Sâdık (a.s.) da şöyle buyurmuştur:
"Fâtımâ (a.s.) hayatta olduğu sürece Allah-u Teala diğer kadın-
ları Hz. Ali (a.s.)'a haram kılmıştı, çünkü Hz. Fâtımâ (a.s.) kadın-
ların gördüğü âdetten pak idi."112
3-Zehairü'l-Ukba kitabının 44. sayfasında şunlar yazmaktadır:
"İmam Hasan'ın (a.s.) doğumu hususunda, Hz. Fâtımâ (a.s.)'a
hizmet eden Esma şunları demiştir: 'Ben Resulüllah (s.a.v.)'e (bu
doğumda) Fâtımâ (a.s.)'dan nifas ve hayız kanı geldiğini görme-
dim' dedim. Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Sen bilmiyor mu-
sun, Benim kızım Fâtımâ tertemizdir. O asla hayız ve doğum kanı
görmez."
|
HZ. FÂTIMÂ'NIN ÜSTÜN MANEVİYATI / 1 1-Muzaffel bin Hz. Ömer'in İmam Sâdık (a.s.)'dan naklettiği
rivayet şöyledir:
"Hz. Fâtımâ (a.s.) doğduğunda şöyle buyurdu: 'Allah'tan baş-
ka ilah olmadığına ve babam Resulüllah (s.a.v.)'in peygamberlerin
efendisi olduğuna, eşim Ali'nin vasilerin efendisi ve evlatlarımın,
esbatların (torunların) efendileri olduğuna şehadet ederim.' Sonra
onları (etrafında bulunan hanımları) selamladı ve tek tek isimlerini
söyledi."114
2- Ammar'dan nakledilen hadisin bir kısmında şöyle geçer:
"Hz. Fâtımâ (a.s.) Ali (a.s.)'a arz etti: Gel Sana geçmişten, şu
anda olanlardan ve kıyametin kopacağı saate kadar olacaklardan
haber vereyim"115
|
HZ. FÂTIMÂ'NIN ÜSTÜN MANEVİYATI / 2 Daha sonra Cebrail, iki tarafın cennet süsleri ile süslenen, yula-
rı inciden, eğeri ise mercandan olan cennet develerinden bir deve
getirerek onu Hz. Fâtımâ'nın (a.s.) önüne yatıracak ve Hz. Fâtımâ
(a.s.) da o deveye binecektir.
Bu esnada, Allah-u Teala yüz bin meleği Fâtımâ (a.s.)'ın sağın-
dan, yüz bin meleği de solundan hareket etmeleri için gönderecek
ve yüz bin meleğe de kendi kanatları üzerinde O'nu cennetin kapı-
sına götürmelerini emredecektir. Cennetin kapısına ulaştıklarında
Fâtımâ (a.s.) dönüp arkasına bakacaktır.
Bu esnada Allah-u Teala şöyle buyuracak: 'Ey Habibimin kızı!
Neden cennete girmiyorsun?'
Hz. Fâtımâ (a.s.) arz edecek ki: 'Allah'ım! Böyle bir günde ma-
kam ve mevkiimin herkese belli olmasını istiyorum.'
Allah-u Teala da buyuracak ki: 'Ey Habibimin kızı! Dön mahşe-
re bak! Kimin kalbinde Senin veya evlatlarının sevgisi olursa, onu
al, cennete götür.'
|
HZ. FÂTIMÂ'DAN DEVAM EDEN SOY DA ÜSTÜNDÜR / 1 1-Hâkim, Câbir kanalıyla Resulüllah (s.a.v.)'den şöyle naklediyor:
"Her annenin çocukları, çocukların babasına nispet edilir; ancak
Fâtımâ'nın iki oğlu (Hasan ve Hüseyin) hariç. Çünkü Ben onların
velisi ve nispet edilmeleri gereken babasıyım."124
2-Ebu Eyyub Ensari şöyle rivayet eder: "Resulüllah (s.a.v.) Fâ-
tımâ (a.s.)'a şöyle buyurdu:
Peygamberlerin en hayırlısı (üstünü) bizdendir; O da Senin Ba-
bandır.
Vasilerin en hayırlısı (üstünü) bizdendir; O da Senin Kocandır.
Şehitlerin en hayırlısı (en üstünü) bizdendir; O da Senin Baba-
nın amcası Hamza'dır.
|
HZ. FÂTIMÂ'DAN DEVAM EDEN SOY DA ÜSTÜNDÜR / 2 Ey Muhammed! İsimlerimi yücelt, nimetlerime şükret, sakın ba-
ğışlarımı inkar etme. Ben Allah'ım. Benden başka ilah yoktur.
Zorbaları darmadağın eden (büyüklenenlerin burnunu sürten),
zâlimleri alçaltan, din günü hesap gören Benim. Ben Allah'ım,
Benden başka ilah yoktur. Kim Benim lütfumdan başkasını umar
veya adaletimden başkasından korkarsa, onu âlemlerde hiç kimseyi
azaplandırmadığım bir azapla cezalandırırım. O halde sadece Bana
ibadet et ve yalnızca Bana güvenip dayan.
Ben, hangi peygamberi göndermiş ve tebliğ zamanını tamamla-
mışsam, mutlaka birini onun vasisi yapmışımdır.
Ben Seni bütün peygamberlerden ve Senin vasini bütün vasiler-
den üstün kıldım. Ondan sonra da Sana iki yavrusunu bahşederek
ikramda bulundum; torunların Hasan ve Hüseyin'i Sana bahşettim.
|
HZ. MEHDİ, HZ. FÂTIMÂ'NIN SOYUNDANDIR 1-Ümmü Seleme'den rivayet etmiştir:
"Ben Resulüllah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu duydum: "Meh-
di, Fâtımâ'nın evlatlarından olan Benim itretimdendir."129
2- Hz. Hüseyin (a.s.) şöyle rivayet ediyor:
"Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Müjdeler olsun sana ey Fâ-
tımâ! Çünkü Mehdi Sendendir (Senin soyundandır.)"130
3-Fâtımâ (a.s.), Hz. Ali (a.s.)'dan şöyle rivayet eder:
"Resulüllah (s.a.v.) buyurdu ki: Kim Benim çocuklarımdan biri-
ne bir iyilik eder de bunun karşılığını almazsa, Ben onun bu iyiliği-
nin karşılığını veririm."131
|
HZ. FÂTIMÂ'YI SEVMEK 1-Hz. Resulüllah (s.a.v.) Selman'a şöyle buyurdu:
"Ey Selman! Kim kızım Fâtımâ'yı severse cennette Benimle
birlikte olur. Kim de O'na düşman olursa ateşe atılır.
Ey Selman! Fâtımâ'ya sevgi beslemenin yüz yerde insana fay-
dası dokunur; o yerlerin en kolayı şunlardır: Ölüm zamanı, kabre
koyulurken, terazi kurulduğunda, mahşer günü, sırat köprüsünde,
sorgu sual zamanı.
Ey Selman! O'na ve kocası Ali'ye, O'nun torunları ve sevenle-
rine zulmedenlerin vay haline!"134
2- Hz. Aişe'ye, "Resulüllah (s.a.v.)'in yanında insanların en se-
vimlisi kimdir" diye sorulduğunda, "Fâtımâ'dır" dediği, "Ya erkek-
lerden" sorusuna "Kocasıdır" cevabını verdiği rivayet edilmiştir.135
|
HZ. FÂTIMÂ'NIN ÇOCUKLARINI VE ÖZELLİKLE
HASAN VE HÜSEYİN'İ EĞİTMESİ / 1 Hz. Fâtımâ (a.s.) beş çocuk dünyaya getirmiştir: Hasan, Hüse-
yin, Zeyneb, Ümmü Gülsüm, Muhsin.
Beşinci çocuğu olan Muhsin, biat günü yaşanan acı olaylarda
karnında vefat etmiş, ölü doğmuştur.
Hz. Fâtımâ (a.s.) Cenab-ı Hakk'ın bir hikmeti gereği, annesini
çok küçük yaşta kaybetmiştir. Böylece, O'nun terbiyesi işi ile biz-
zat Resulüllah (s.a.v.) ilgilenmiştir. O'nu, babası Hz. Peygamber
(s.a.v.) terbiye etmiştir.
Bu, hayata bakış açısına yansımış, attığı adımda, aldığı nefeste
Cenab-ı Hakk'ı hatırlayan ve O'nun rızasını arayan bir kul olmuştur.
Yetiştirdiği çocuklarına da bu hayat felsefesi ile bir terbiye ka-
zandırmıştır. Yetiştirdiği evlatlar, İslam'ın yayılmasında ve muha-
fazasında örnek kahramanlar olmuştur. Bu neslin devamı, dini bu
günlere kadar bozulmadan muhafaza eden imamlardır.
İmam Hasan (a.s.), İmam Hüseyin (a.s.) İslam'ın yayılmasında
canlarını esirgemeyen mü'minler olmuşlardır.,
|
HZ. FÂTIMÂ'NIN ÇOCUKLARINI VE ÖZELLİKLE
HASAN VE HÜSEYİN'İ EĞİTMESİ / 2 4- Emir'el-mü'minin Ali (a.s.)'ın şöyle buyurduğu nakledil-
mektedir:
"Bir gün yatmış idim ki aniden Resulüllah (s.a.v.) odama girdi.
Bu esnada oğlum Hüseyin susadığını söylüyor ve su istiyordu.
Resulüllah (s.a.v.) çoktan beri sütü azalan (veya kurumuş) bir
koyunu sağdı. Diğer oğlum Hasan Resulüllah (a.s.)'in yanına gitti.
Ama Resulüllah tutup O'nu bir köşeye oturttu.
Fâtımâ (a.s.) bu durumu görünce, 'Babacığım sen Hüseyin'i
daha çok mu seviyorsun? Ona süt verdin ama Hasan'a vermedin'
diye sordu.
Peygamber (s.a.v.) şöyle cevap verdi: 'Hüseyin daha önce susa-
dığını söyledi ve Ben de önce O'nun susuzluğunu giderdim.'
Daha sonra şöyle buyurdu: Ben, Sen, bu çocuklar ve orada yatan
(Ali) kıyamette bir yerde olacağız."142
|
HZ. FÂTIMÂ, ALLAH'IN, GAZABI İLE
GAZAPLANDIĞI, RIZASI İLE DE RAZI OLDUĞU
BÜYÜK BİR MÜ'MİNEDİR 1-Hz. Ali (a.s.) şöyle buyurdu:
"Resulüllah (s.a.v.), Fâtımâ'ya şöyle buyurdu:
"Gerçekten Allah Senin gazabın (hoşnutsuzluğun) için gazap
eder ve Senin hoşnutluğun için de hoşnut olur." 145
2- Zehairü'l-Ukba, s. 39'da şu rivayet yer alır:
"Hz. Ali (a.s.)'dan Resulüllah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu riva-
yet edilir: Ey Fâtımâ! Allah Senin gazabın için gazaplanır ve Senin
hoşnutluğunla da hoşnut olur."
|
HZ. FÂTIMÂ'NIN HAYATININ SON GÜNLERİNDE
DAHİ DİKKAT ETTİĞİ HAYÂ VE İFFETİ / 1 1- Hz. Fâtımâ (a.s.) hayatının son günlerinde Umeys kızı
Esma'ya şöyle buyurdu:
"Ey Esma! Ben, kadınların cenazesinin üzerine bir bez atılarak
dört ağaç üzerinde mezarlığa doğru götürülmesini sevmiyorum.
Zira onun bedeninin izleri parçanın altından gözükmekte ve herkes
onun bedeninin hacmini görmektedir."
Esma, Hz. Fâtımâ (a.s.)'ın bu sözlerine karşılık şöyle dedi: "Ben
Habeşistan'da bir şey (tabut) görmüştüm, şimdi onun şeklini Sana
göstereceğim."
Esma, bunu dedikten sonra birkaç yaş çubuk getirmelerini iste-
di, sonra onları eğerek (şimdiki tabut şekline sokarak) üzerine bir
bez attı ve onu böylece Hz. Fâtımâ (a.s.)'a göstermiş oldu.
Hz. Fâtımâ (a.s.) onu görünce gülümseyerek şöyle buyurdular:
Ne güzel bir şeydir! Zira cenaze onun içerisine bırakıldığında artık
cenazenin erkek veya kadın olup olmadığı belli olmuyor."147
|
HZ. FÂTIMÂ'NIN HAYATININ SON GÜNLERİNDE
DAHİ DİKKAT ETTİĞİ HAYÂ VE İFFETİ / 2 4- Ali b. Hüseyin b. Ali (a.s.)'dan şöyle rivayet edilmiştir:
"Bir kör Resulüllah (s.a.v.)'in kızı Fâtımâ (a.s.)'ın yanına gel-
mek için izin istedi. Fâtımâ (a.s.) kendisini ondan sakladı.
Resulüllah (s.a.v.) O'na dedi ki: 'Niçin örtündün, o seni görmü-
yor ki?'
Dedi ki: 'Ya Resulallah! O Beni görmüyorsa, Ben ki onu görü-
yorum. Kaldı ki, o koku alabiliyor.'
Bunun üzerine Resulüllah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Şahitlik ede-
rim ki Sen Benim bir parçamsın."
|
1 2 3 4 5 6 7 8 9
|
|
|