ehlibeyt.com internet
sitesinde yer alan tüm
içerikler 'ehlibeyt.com'
kaynak gösterilerek
kullanılabilir.






VEDA HACCI VE GADR-İ HUM OLAYI / 7

Biliniz ki Rabb'inden haber veren O'dur, ilahi ayetleri yukarı
yükselten O'dur; hidayete eren temeli sağlam kimse O'dur ve işle-
rin kendisine ısmarlandığı kimse de O'dur.

Öncekilerin müjdelediği kimse O'dur. Hüccet olarak bâki kala-
cak olan O'dur ve O'ndan sonra hiçbir hüccet yoktur. Var olan her
hak O'nunladır ve var olan her nur O'nun nezdindedir.

Biliniz ki O galibi olmayan kimsedir. Hiç kimseye O'nun aley-
hine yardım edilmez. Allah'ın yeryüzündeki velisi, kulları arasında
hükmedicisi, gizli ve açık eminidir.

Ey insanlar, Ben sizler için açıkladım ve sizlere anlattım. Ben-
den sonra sizlere anlatacak olan da Ali'dir.




VEDA HACCI VE GADR-İ HUM OLAYI / 8

Gadr-i Hum hadisini rivayet eden âlimlerden bazıları şunlardır:

1- İmam Fahreddin Razi, Mefatih'ul-Gayb Tefsiri
2- İmam Ahmed Salebi, Keşful-Beyan Tefsiri
3- Celaluddin Suyûti, Durrü'l-Mensur
4- Ebu'l Hasan Ali b. Ahmed-i Vahidi en-Nişaburi, Esbab'un-Nüzûl
5- Muhammed b. Cerir Taberi, Tefsir-i Kebir
6- Hafız Nuaym İsfahani, Ma Nezele Min'el Kur'ani Fi Ali ve
Hilyetu'l Evliya
7- Muhammed b. İsmail Buhari, Tarih, c. 1 sy. 375
8- Müslim b. Haccac Nişaburi, Sahih c. 2, sy. 325
9- Ebu Davud Secistani, Sünen
10- Muhammed b. İsa Tirmizi, Sünen
11- Hafız b. Ukde, Kitabul Velayet
12- İbn Kesir-i Şafii Dimaşki, Tarih




HARİS B. NUMAN OLAYI

İnsanlar arasında Hz. Peygamber'in "Ben kimin mevlâsı isem
Ali de onun mevlasıdır" sözü yayıldı. Haris b. Numan el-Fihri'de
bu sözü duymuştu. Ebtah bölgesinde oturan Haris b. Numan de-
vesine binerek Hz. Peygamber'in yanına geldi. Devesinden indi,
onu bir yere bağladı sonra bir grup şahabının arasında oturan Hz.
Peygamber'e hitaben dedi ki:

"Ya Muhammed! Allah'tan haber getirerek, Allah'tan başka ilah
olmadığına ve Senin de Allah'ın elçisi olduğuna şahitlik etmemizi
istedin, biz de Senin bu isteğini kabul ettik.

Sonra İslam'ın diğer şartlarını saydı- Bununla da yetinmedin
şimdi de amcanın oğlunun elini uzatmışsın ve O'nu bizden üs-
tün tutuyorsun ve diyorsun ki, 'Ben kimin mevlâsı isem Ali de
onun mevlasıdır. Bu sözü kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa
Allah'tan mı?"




RESULÜLLAH'IN VEFATI / 1

Allah Resulü Medine'ye döndüğünde rahatsızlandı. Rahatsızlı-
ğı şiddetlenmeden Usame b. Zeyd'i ordu komutanı tayin ederek
babasının şehit olduğu yere (Mute'ye) Rumlarla savaşmak üzere
yola çıkmasını emretti. Ebu Bekir, Ömer, Muhacir ve Ensardan ile-
ri gelenlerin de orduda yer almasını istedi. Niyeti bu orduyu Arap
Yarımadası'nın kuzey sınırlarına göndermekti. Hz. Peygamber, sa-
dece Hz. Ali'yi bu ordunun dışında tutmuştu.

Allah Resulü bu ordunun yola çıkması konusunda ısrarlıydı.
"Usame'nin ordusunu gönderin, Usame'nin ordusundan geri ka-
lana Allah lanet etsin" buyuruyordu.827

Hz. Peygamberin hastalığı iyice artmıştı. Şeyh Müfid, El-
İrşad'da şöyle yazmaktadır:




RESULÜLLAH'IN VEFATI / 2

Hz. Peygamber ashabına 3 şey vasiyet etti:

"Müşrikleri Arap Yarımadası'ndan çıkarın. Gelen heyetleri Be-
nim yaptığım gibi ağırlayıp yolcu edin. Üçüncüsünü ise râvi bile-
rek söylemedi veya 'unuttum' dedi."830

Resulüllah'ın durumu iyice ağırlaşmıştı. Bir ara bayıldı. Kendi-
ne gelince şöyle dedi:

"Bana kardeşimi ve arkadaşımı çağırın."

Aişe, Ebu Bekir'i, Hafsa da Ömer'i çağırdı. Ancak Resulüllah
şöyle buyurdu:

"Dağılın, eğer size ihtiyacım olursa sizi çağırırım."831

Efendimiz tekrar, "Bana kardeşimi ve yardımcımı çağırın" bu-
yurdu. Ümmü Seleme, "Ali'yi çağırın, Efendimiz O'ndan başkası-
nı istemiyor" dedi. Hz. Ali'yi çağırdılar.




SAKİFE OLAYI / 1

Hz. Ali ve Ben-i Haşim'in ileri gelenleri Peygamberimizin de-
fin işlemleri ile meşgul iken Ensar'dan bir grup Ben-i Saide'nin
Sakifesinde toplanmışlardı. Maksatları bir durum değerlendirmesi
yapmaktı. Ensar'ın Evs ve Hazrec kabileleri arasında önceden beri
süregelen bir anlaşmazlık söz konusuydu. Resulüllah'ın vefatıyla
boşalan liderlik makamını biri diğerine bırakmak istemiyordu.
Ensar'ın Hazrec kabilesi Sa'd b. Ubade'nin halife olmasını is-
tiyorlardı. Hazrec'in başkanı Sa'd b. Ubade ayağa kalktı ve şöyle
dedi:

"Ey Ensar topluluğu! Arap kabilelerinden dinde sizin gibi kıde-
me ve İslam'da üstünlüğe sahip bir kabile yoktur!

Muhammed (s.a.v.) kavminin içinde on küsur yıl kalıp onları
Rahman'a ibadete, putlardan ayrılmaya davet etti. Kendisine kav-
minden pek az kimselerden başkası iman etmedi. İman edenlerse
ne Resulüllah'ı (s.a.v.), ne O'nun dininin şerefini, ne de kendilerini
zulüm ve işkencelerden koruyabildiler!




SAKİFE OLAYI / 2

Taberi'nin ifadesine göre Ensar'ın Evs ve Hazrec kabileleri ara-
sında yıllardan beri var olan sürtüşmeyi iyi tahlil eden Hz. Ebu
Bekir şöyle dedi:

"İşte Ömer ve Ebu Ubeyde! Onlardan istediğinize biat edin."837
Ebu Bekir ve Sa'd b. Ubade Ensar ve Muhacirler'in üstünlük-
lerinden söz eden konuşmalar yaptılar. Ancak kalabalığın biat ko-
nusundaki kararında Ensar'dan Beşir İbn Sa'd'ın konuşması etkili
oldu.

Beşir İbn Sa'd, Sa'd b. Ubade'nin amcası oğludur. Onun hali-
felik makamına aday olduğunu duyunca kıskançlığa kapılmış ve
yaptığı konuşma ile Ensar'dan hilafet konusundaki iddialarından
vazgeçmelerini istemiştir.




SAKİFE OLAYI / 3

Hz. Ömer bu diyalogların sonunda Ebu Bekir'e yöneldi ve dedi
ki: "Uzat elini ey Ebu Bekir! Allah'ın seni oturttuğu bu makamdan
hiç kimse seni uzak tutamaz."

Onun ardından Ebu Ubeyde b. Cerrah ayağa kalktı ve ona dedi ki:
"Sen Muhacirler'in en faziletlisisin, mağaradaki iki kişinin ikin-
cisisin. Resulüllah (s.a.v.) olmadığı zaman O'nun yerine namaz kı-
lan kimsesin."

Bunun üzerine Ebu Bekir ellerini uzattı, onlar da biat ettiler. On-
ların ardından Beşir bin Sa'd ve Hazrec kabilesinden bazı kimseler
kalkıp ona biat ettiler. Useyd b. Hudayr da Evs kabilesinden bazı
kimselerle birlikte biat etti."840




HZ. ALİ BİAT İÇİN ZORLANDI MI? / 1

İbn Ebi'l-Hadid, Nehcü'l-Belağa Şerhi'nde (c. 2, s. 19) Şa'bi'ye
istinaden şunları yazıyor:

"Ebu Bekir, Haşimiler'in Ali'nin evinde toplandıklarını öğre-
nince Ömer'e, 'Halid nerededir?' diye sordu. Ömer de 'Buradadır'
deyince, 'Öyleyse gidin, Ali ve Zübeyr'i biat etmeleri için dışarı
çıkarın' dedi. Ömer ve Halid, Fâtımâ'nın evine gittiler. Ömer içe-
ri girdi. Halid kapıda bekliyordu. Ömer, Zübeyr'in elindeki kılı-
cı görünce, 'Bu nedir?' diye sordu. Zübeyr cevaben, 'Bunu Ali'ye
biat etmek için hazırlamışım' dedi. Ömer, Zübeyr'in kılıcını aldı
ve oradaki bir taşa vurup kırdı. Evde Ben-i Haşim'den birçok kişi
vardı. Ali'ye, 'Kalk gidelim, Ebu Bekir'e biat et' dedi. Ali gitmek
istemedi. Ömer, Hz. Ali'nin elinden tutup çekmeye başladı. Niha-
yet O'nu Halid'e teslim etti. Sokakta Halid'le beraber pek çok kişi
vardı. Ebu Bekir onları Ömer'e yardım etmeleri için göndermişti.




HZ. ALİ BİAT İÇİN ZORLANDI MI? / 2

Ravi Eslem diyor ki: "Ömer çıktığında onlar Hz. Zehra (a.s.)'ın
huzuruna geldiler. Hz. Zehra (a.s.) şöyle dedi: 'Biliyor musunuz,
Ömer Benim yanıma geldi. Dönecek olursanız sizinle birlikte evi
yakacağı hususunda kasem etti. Allah'a kasem olsun ki, yemin et-
tiği şeyi yerine getirecektir. Bunun üzerine doğruyu bulmuş olarak
gidin. Görüşlerinizi gözden geçirin. Benim yanıma dönmeyin.' On-
lar Zehra (a.s.)'ın yanından ayrıldılar. Ebu Bekir'e biat edinceye
kadar Hz. Zehra'nın yanına dönmediler."849

"Ömer, Hz. Ali'nin evini ve içindekileri yakmak için geldi
Fâtımâ'yla karşılaşınca dedi ki: Ümmetin dâhil olduğu şeye siz de
dâhil olun."850

Ehl-i Beyt eserlerinde şunları görüyoruz:

Mesudi'nin beyanına göre olaylar bu kadarla sınırlı kalmamış,
meydana gelen arbedede Hz. Fâtımâ karnındaki çocuğunu düşür-
müştür.




HZ. FÂTIMÂ'NIN EVİNİN MAHREMİYETİ / 1

Hz. Fâtımâ (a.s.)'ın evinin Cenab-ı Hak katında da özel bir ko-
numa sahip olduğu ayet ve hadis ile sabittir. Biat günü Ömer ve
adamlarının yaptığı tecavüz bu konudaki ayet ve hadisi de çiğne-
miştir.

"Allah'ın yüksek tutulmasına ve içlerinde adının anılmasına izin
verdiği evlerde, insanlar sabah akşam O'nu tesbih ederler."853
Hz. Peygamber (s.a.v.) Mescid-i Şerif'te iken bu ayet nâzil oldu.
Bir adam kalktı ve şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü, bu evler mi?"
Resulüllah (s.a.v.) de şöyle buyurdu: "Peygamberlerin evleri."
Bunun üzerine Ebu Bekir Resulüllah (s.a.v.)'e, "Ey Allah'ın Re-
sulü -Ali ve Fâtımâ'nın evine işaret ederek- bu ev de o evlerden
midir?" dedi.

Resulüllah (s.a.v.): "Evet, hatta en üstünlerindendir" buyurdu.




HZ. FÂTIMÂ'NIN EVİNİN MAHREMİYETİ / 2

Bütün bu olaylar yaşanırken Hz. Fâtımâ İmam Ali'nin arkasından
evinden çıkmış Haşimî kadınlarla beraber Resulüllah'ın mescidine
gelmişti. Hasan ve Hüseyin de yanındaydı. Oradakilere şöyle dedi:
"Amcamın oğlunu serbest bırakın. Bırakın kocamı. Allah'a ye-
min ederim ki, saçlarımı dağıtır, Babamın gömleğini başımın üzeri-
ne koyar ve size beddua ederim. Hiç kuşkusuz Sâlih Peygamber'in
devesi Allah katında Benden, O'nun yavrusu da çocuklarımdan
daha değerli değildir."856

Hz. Fâtımâ bu sözü söyledikten sonra Hasan (a.s.) ve Hüseyin
(a.s.)'ın ellerinden tutarak Resulüllah (s.a.v.)'in kabrine doğru ha-
reket etti. Hz. Ali durumun çok tehlikeli olduğunu gördü, Selman'a
Fâtımâ'yı (a.s.) bu işten vazgeçirmesini söyledi. Fâtımâ (a.s.) Hz.
Ali (a.s.)'ın emrini duyunca;






 1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21 
X